Real Madrid – Galatasaray Maçı Değerlendirmesi : Kaçınılmaz Son

07.11.2019
Real Madrid – Galatasaray Maçı Değerlendirmesi : Kaçınılmaz Son

Şampiyonlar Ligi‘nde 4. haftayı da geride bırakmış olduk. Yalnız geride bıraktık demekle elbette ki yetinemiyoruz. Bu sezon ki vasat oyuna bir ilave olarak maalesef hezimeti eklemek pekala uzak görünmeyecek gibiydi. Real Madrid – Galatasaray maçı ile ilgili biraz tetkikte bulunursak…

‘İlk yarı bu skorla biter mi acaba?’ derken

Açıkçası tam olarak beklediğim 11’i sahada göremedim. Takım bu sezon hücum futbolun varlığından habersiz görünse bile bu maç özelinde yani Real Madrid ile Bernabeu’da oynuyorsanız savunmanıza önem vermeniz gerekir. Bu noktada Fatih Terim’in, ilk 11’de savunmayı üçleyerek Donk’u oynatması gerektiğini düşünmüştüm. Kadrolar açıklanınca biraz endişeye kapıldım. Endişemde haksız çıkmadım da. Dakika 16 ve takım 3-0 geriye düştü. Muhakkak bu kadarı beklenmiyordu ancak işlemeyen bir mekanizmayı gereksiz yere cesur bir adımla ileri taşımak niyetine girdiğiniz takdirde kabusu da kaçınılmaz. Kaldı ki “ilk yarı bu skorla biter mi acaba ?” derken 4. golü de yemek adeta promosyon gibi oldu. İlk yarı özellikle sol kanadı çok rahat kullandı Madrid. Babel ve Nagatomo uyumsuzluğu veya yardımlaşma sorunu o tarafta en büyük etkendi. Üstüne bu iki oyuncunun, bilakis Nagatomo’nun formsuzluğu eklenince sol kanadın yol geçen hanına dönüşmemesi için hiçbir sebep yoktu. 

Marcelo ‘Zor bir maç bizi bekliyor.’ demişti ama…

“İkinci yarı sahada bambaşka bir Galatasaray vardı…” Ne kadar güzel ve bir o kadar da tozpembe iltifat öyle değil mi? Gelelim ki o da mümkün olmadı. Real Madrid yaptığı her pasta Galatasaray’a kelimenin tam anlamıyla kabus yaşatmaya devam etti. Gerçekten öyle rahat bir maç çıkardılar ki Marcelo yapılan basın toplantısında kurduğu ‘zor bir maç bizi bekliyor’ cümlesini kurduğuna pişman olmuş olsa gerek. Farkla mağlup bir takımın üstüne daha da kolay gitmeleri belki onları da şaşırttı. Her türlü hücum varyasyonlarını deneme şansı elde ettiler, tıpkı antrenman maç gibi oldu onlar için. Bizim içinse korku dolu anlar, ‘ah’lar, ‘vah’lar eşliğinde süregiden bir maç… Oyuncular özelinde kısaca konuşmak gerekirse… Üzerine oyun kurulmaya çalışılan ancak hiçbir şekilde başarılı olunamayan Babel’in belki de bireysel oynama isteği, Seri’nin ayakta kalamayışı, Nagatomo ve Mariano’nun “bek” anlayışından artık uzak kalmaları ama Feghouli’nin oyundan müthiş kopukluğu gol atmayı geçelim, 2 gol daha yememize dahi sebep oldu diyebiliriz. Maç içerisinde çabalayan iki isim gördüm. Birİ Lemina, diğeri ise oyuna sonradan dahil olan Ömer Bayram. Evet Ömer Bayram diyorum çünkü kapasitesi belli ve her ne kadar bazı hataları olsa da  maksimumunu vermeye gayret ediyor, tıpkı bu maçta da olduğu gibi…

Kaybedeceksek Gençlerle Kaybedelim

Evet gerçekten berbat bir maçtı. Sezon başından beri uyarı sinyalleri veren ve bu yaş ortalamasıyla toparlaması zor görünen bir takımın ne denli dibe vurduğuna şahit olduk, Takım içerisindeki uyumsuzluk, lakayıtlık, pozisyon bilgisi eksikliği, kreatif olamama ve en önemlisi de “RUHSUZLUK” gibi sorunlar sonuç olarak bariz bir şekilde yüzlere vuruldu. Problem dönüp dolaşıp Fatih Terim’e geliyor. Bir şeylerin değişmesi gerektiğinin kendi de farkında ve bunun için de bu “ruhsuz” oyuncu grubunu düzene sokacaktır, düzene sokmak zorundadır. Çünkü bu ruhsuz oyuncularla daha fazla ilerlemek zor, hatta gerilemek mümkün. En azından bu maç sonrası oyunculara akşam saatlerinde oynanan UEFA Gençlik Ligi Real Madrid U19 – Galatasaray U19 maçını uzunca izletirlerse almaları gereken dersi net bir biçimde görebileceklerdir. Gördükleri anda da utanacaklardır zaten. Onlar utanadursun, bizler bu gençlerimizle gurur duyalım. Kaybedeceksek de bu gençlerle kaybedelim. Artık “Kapı”ların açılması dileğimle..

YORUMLAR

jetfilmgo