Türkiye Euro 2020’de! Türkiye-İzlanda maçı değerlendirmesi
Yayıncı kuruluş TRT 1’in spikeri Erdoğan Arıkan, ‘Dünya’nın en zor 1 puanını almak için uğraşıyoruz’ dedi. Sanırım bu sözler Türkiye-İzlanda maçının özetiydi. 1 puanın Euro 2020’ye gitmek için yettiğini bilen Şenol hoca ve öğrencileri bu maçı kayıpsız, risksiz ve de amaca odaklı oyunu ile 1 puanı aldı ve Euro 2020 kapısını grup elemelerinin bitmesine 1 maç kala garantiledi. Hem de son Dünya şampiyonu Fransa ile birlikte. Elbette bu grup elemelerinde elde edilen bu erken ve gurur dolu başarıdan Türk futbolunun öğrenmesi gereken çok şey var. Onlardan biri ise kesinlikle bu ülkenin gençlerine şans verince neleri başarabildiğini en iyi şekilde görmek oldu. Umarım kulüplerimiz bu önemli mesajı almıştır. Zira milli takımımız Euro 2020’ye giderken, kulüplerimiz Avrupa kupalarından hezimetlerle dönüyor. Bu mesaj onun için çok önemliydi kuşkusuz.
Milli takım risk almadı
Milli takımın İzlanda karşısındaki oyuna gelince. Kesinlikle risk almayan ama korkak oynamayan bir oyunu tercih etti. Sabaha çıkan 11’den herkes maça kendini verdi ve motive idi. Hele Cengiz, Merih, Çağlar, Umut ve Okay’ın motivasyonu gerçekten takdire şayandı. Ozan’ın geçen seneden bu yana mükemmel geri dönüşü artık yerini daha da üst düzey performanslar sergileme seviyesine geldi. Her maçta her oyunda biraz daha üzerine koyarak ilerliyor. Bugün İzlanda maçını da böyle tamamladı. Kalecimiz Mert’e diyecek söz yok. Gerçekten kalemizde gözümüz hiç arkada kalmadı bu grup maçları süresince. Stoper tandemimizde Merih ve Çağla ikilisi gurur duyulası ikili olmaya devam ediyor. Biri Juventus diğeri Leicester City’in stoperi. Türk milli takımının 2 yıl öncesinde buralara geleceğini düşünmek bu isimleri bugün bu şekilde konuşacağımızı düşünmek biraz hayal gibiydi. Ancak bu saydığımız isimler kendilerini geliştirerek ve değiştirerek hem milli takımı hem de kendilerine saygınlık kattılar. Başarılarının devamını dilemektir bize düşen.
Burak fazla motive olunca..
Burak’ın fazla motivasyonunu yer yer takımı oyununu etkiledi. Kaçan pozisyonlar, pozisyon hataları genel olarak Burak’ın olduğu alanlarda göze çarptı. Bunu bu güzel günde yüksek motivasyona bağlayalım. Zira Burak da kariyerinin son turnuvasına gidiyor olabilir. Aynı sorun sakatlıktan dönerek uzun zaman sonra milli takıma dönen Cengiz’de de vardı ama daha az hatalı oynadı. Burak bu konuda hem takımı hem de izleyenleri biraz yordu.
Tertemiz orta saha oyunu
Okay, Mahmut ve Ozan üçlüsü kılçıksız bir orta saha oyunu çıkarırken skor için takımımızın ihtiyacı olan şey yaratıcılıktı. Orta sahada bu görev elbetteki Emre’nin ve Yusuf’un sahada olmadığı anlarda Hakan Çalhanoğlu’na verilmişti ancak o milli takımdaki klasik oyununu oynamayı tercih etti ve yine fark yaratamadı. Euro 2020’ye kadar Hakan’ın bu kronik sorununu çözmesi hem bizim hem de kendisi için çok değerli bir kazanım olacaktır.
Türk milli takımı bileğinin hakkıyla Euro 2020’de!
İşi özü, zor ve baskılı defans hattı olan, fizik oyunu ile rakibini yıpratan ve eleme maçları boyunca tek galip gelemediğimiz takım olan İzlanda karşısında aldığımız 1 puan bizi Euro 2020’ye götürdü. Artık Avrupa’nın en önemli milli takımlar düzeyindeki turnuvadayız. Bu yaz bizim için bu açıdan heyecan verici olacak. Bu başarıda emeği geçen, başta gelir gelmez milli takımı tarumar edenlerin yıkıntıları içerisinde mükemmel bir milli takım yaratan Şenol Güneş’e, milli formanın hakkını veren prim kavgasına düşecek kadar alçalmayan kültürlü, bilgili ve yetenekli milli takım oyuncularımıza teşekkür ediyoruz!