Al Capone kimdir? Devletçi mafyanın kurucusu

17.04.2020
Al Capone kimdir? Devletçi mafyanın kurucusu

Al Capone kimdir? nerelidir, nerede doğdu, ne kadar hapis yattı, nerede öldü, kaç yaşında öldü, hayat hikayesi, biyografisi, Scarface filmi, Baba Filmi, Sevgililer Günü katliamı, Capone filmi, Al Capone filmleri gibi aramalarınıza yorumguncel.com’dan yanıt bulabilirsiniz.

Al Capone kimdir?

Al Capone, 17 Ocak 1899’da Amerika’nın New York kentinde Brooklyn’de dünyaya geldi. Babası Gabriele Capone bir berber, annesi Teresina Capone ise bir terziydi. Tam adı Alphonse Gabriel Capone’dir. Sıradan bir Amerikan ailesinde büyüyen Al Capone, yıllar geçtikten sonra Amerika Birleşik Devletleri’nde en az devlet kadar güçlü bir mafya babası olacak ve Amerika’nın politik ve ekonomik bunalımından yararlanarak ‘Yaralı Yüz’ adını aldığı bir efsaneye dönüşecektir.

Hayatı

Al Capone’nin ailesi 1893 yılında İtalya’dan Amerika’ya taşındı. O dönemde İtalya’dan Amerika’ya göç oldukça popülerdi. Aslen yahudi olduğu düşünülen Al Capone ve ailesinin Amerika’da koyu bir katolik gibi göründüğü iddia edilir. Al Capone’de koyu bir katolik okulunda eğitim aldı. 14 yaşında okulda kadın bir öğretmenine yumruk atınca, okuldan atıldı ve eğitim hayatı bitti. Okuldan atıldıktan sonra çalışıp para kazanmayı düşündü. Bunun için ilk olarak şekerci dükkanında çalıştı. Ardından bir bowling salonunda şansını denedi. İş hayatına erken atılan Alphonso, o dönemde gazinocu Johnny Torrio’yu rol model aldı ve ondan çok etkileniyordu. Bu merakı onu başka mekanlarda çalışmaya itti. Frankie Yale’nin Harvard Hanı adlı gece kulübü’nde barmenlik yapmaya başladı.

Mafyaya ilk girişi

Barmenliğe başladığı dönemde ilgisini çeken mafyatik hayatlara daha yakın oldu. kısa süre içerisinde çetelerle ilişkiler kurmaya başladı. İlk olarak çocuk çetelerinde yer aldı. Manhattan merkezli olan Beş Nokta adlı çeteye katıldı. Tam da bu dönemde İtalyan asıllı Sicilya mafyaları İrlandalıların sahasına sızmayı başardı. Bu gelişme Al ve çetesinin önünü açtı. Beş Nokta çetesi tıpkı İtalya’daki Cosa Nostra mafyası gibi Amerika’da organize olmuştu. Başında beş büyük isim yer alıyordu. Bunlar Lucky Luciano, Vito Genovese, Johnny Torrio, Meyer Lansky ve Frankie Yale çetenin merkezini oluşturuyordu. Capone de Frankie Yale’nin tahsilat ve tetikçilik işlerini yapıyordu. Aynı zamanda barda barmenlik yapmaya devam ediyordu. Yine barmen olarak barda bulunduğu bir gün müşteri bir kıza hakaret eden Al’a kızın ağabeyi bıçak ile saldırdı. Saldırıda yüzüne 3 bıçak darbesi alan Al, daha sonra bu yaralardan dolayı ‘Yaralı Yüz’ olarak anıldı. Kimi çevrelerde bu yaranın Amerika için katıldığı bir savaştan olduğunu söyleyerek kendini vatansever gibi gösteriyordu.

Chicago Outfit’e katılması

Capone 21 yaşındayken İrlandalı bir katolik olan Mae Josephin Coughlin ile evlendi. Evlendikten hemen bir yıl sonra Albert Francis Sonny Capone dünyaya geldi. Capone karşı çeteden birini hastanelik edince kadar dövünce, Yale ortamın sakinleşmesi için onu Chiacago’ya gönderdi. Chicago’da bir süre ortamı tanıyan Al, kısa sürede Chiago Outfit adlı kentin büyük suç örgütüne katıldı. Örgütün başında bulunan Johnny Torrio’dan etkilenmişti ve onunla ilişkilerini sıkı tutuyordu. Kısa sürede kendine adam toplamaya başladı ve ülkede içki yasağının olduğu dönemde içki kaçakçılığı yaparak para kazanma yoluna gitti. Torrio ile birlikte yaptıkları bu işten iyi para kazanıyordu. Bu başarılı içki kaçakçılığı İrlanda kökenli Kuzey Kesimi çetesinin tepkisi çekti ve kısa sürede aralarında savaş çıktı. Çıkan bu savaşta Torrio 1924’te bir çatışmada ağır yaralandı ve Chicgo Outfit’i Al Capone’ye bırakarak İtalya’ya kaçtı.

Chicago Outfit’in başına geçmesi ve yükselişi

Torrio sonrası Al Capone ile işlerini sürdüren Chicago Outfit, yıllık gelirini para kaçakçılığı, kumar gibi bir çok yola 100 milyon dolara kadar çıkardı. Mafyatik ağ kısa sürede Amerika’nın doğu sahil kentlerine sıçradı. Bu zaman zarfından Capone artık Chicago Outfit’in başındaki isimdi. Kısa sürede Chicago Al Capone’nin kalesi olarak adlandırılacaktı. Mafyatik ağını güçlendiren Al, bu sırada hukuki ve politik güç elde etmeyi de ihmal etmedi. Hileli seçimleri ayartılmış belediye başkanı ve valiler daha bir çok ilişki kurarak hükümette de gücünü arttırdı. Belediye başkanına rüşvet verilerek kenti içki üretim ve kumar salonları ile doldurdu. Bu dönemde harcamalar artıyor ancak gelir de artıyordu. Aynı dönemde medyanın ilgisini çekti. Ancak Capone kendisini bir iş adamı olarak tanıttı ve halk adamı olduğunu söylüyordu.

Bu başarı elbette cezasız kalmayacaktı. Kuzey Kesimi Çetesi’nin önemli isimleri Bugs Moran ve Hymie Weiss onu öldürmeye karar vermişti. Capone’ye bir çok kez saldırıda bulundular ancak her seferinde Al bir şekilde kurtulmayı başardı. Bugs Moran saldırılarına karşı bir çok önlem alma kararı aldı. Siyasiler ile ilişkilerini daha da derinleştirdi, adamlarını saha çok silahlandırdı ve daha güvenlikli yaşamaya başladı. Bunun üzerine Bugs Moran ve çetesi ünlü Sevgiler Günü Katliamı’na sebep olacak adımları attı.

Sevgiler Günü Katliamı

Moran ve çetesi büyük bir plan ile Capone ve yandaşlarına saldırdı. Capone’nin kaçak içki taşıdığı uçakları kaçırdı, ardından Chicago Outfit’in kukla belediye başkanlarından ikisini öldürdü. Bu saldırılara Capone ve adamları da yanıt verdi. Bir süre sonra Moran ve çetesinde bulunanların sayısı azalmaya başladı. Bunu fark eden Capone güvendiği adamlarından biri olan Fred Burke’i Moran ve çetesinin mekanını basması için gönderdi. Polis kılığına giren adamları 14 Şubat 1929’da Kuzey Clark Sokağı’nda Moran’ın mekanını bastılar. Savunmasız 6 çete üyesi kurşuna dizildi. Bu cinayetler serisi daha sonra ‘Sevgililer Günü Katliamı’ olarak anıldı. İçeride bulunan bir maktul gerçek polisler gelene kadar hayatta kalmış ve bir polisin sizi kim vurdu sorusuna “Kimse, kimse vurmadı.” diyebilmiştir. Yaşanan katliamda cinayet aydınlatılamamış zan altına alınan Capone, kendisinin o gün Florida’da olduğunu ispat ederek aklanmıştır.
Bu saldırıdan sonra en büyük rakibi Bugs Moran mafya dünyasından çekilmiştir.

Al Capone ve siyasi ilişkileri

Capone, mafyatik kariyerini yükseltirken, siyasi alanda da yükseliyordu. Halk tarafından Robin Hood olarak görülüyordu. Bu dönemde bir çok sadık adamı devletin içinde bulunuyordu. Tüm bunlar yaşanırken, Meyer Lansky onu dönemin ABD Başkanı Hoover ile tanıştırdı. Hoover o dönemde yanlış ekonomi politikaları ile ülkesini ve dünyayı büyük buhrana sürüklemişti. Tam da bu dönemde iç siyasette işler yolunda gitmiyordu. Bu süreç devam ederken Capone sendikalara baskı yapıyor, işçilerin komünizm’den etkilenmemeleri için grevlerini bastırıyordu. Polis içerisindeki adamlarını bu işler için kullanıyordu. Buhranın yaşandığı dönemde neredeyse devlet adamı gibi çalışıyor, kararlar alıyor ve olayların kaderlerini belirliyordu.

Ülkede para sıkıntısının yaşandığı bu dönemde bir çok yatırım yaparak insanlara istihdam sahaları açıyordu. Çamaşırhaneler, lokantalar açarak kendini aklamayı başarmıştı. Bu dönemde devlette elde ettiği güç ile bugünlerde devletçi mafyanın kurucusu olarak anılmaktadır. Ancak tüm bu yaptıkları ile elde ettiği imaj Sevgililer Günü Katliamı nedeniyle ciddi oranda zedelendi.

Al Capone’nin tutuklanması

Sevgililer Günü Katliamı sonrası üzerinde devlet tarafından baskı arttırılmaya başladı. Ajan Eliot Ness eli ile hakkında soruşturma açıldı. Kısa sürede vergi kaçakçılığı da araştırılmaya başlandı. İçki yasağı ile birlikte artan suç şebekesi kısa sürede ortaya çıkarıldı. Hukuki sürece rüşvet ile mücadele etmeye çalışsa da Capone 17 Ekim 1931’de mahkeme tarafından suçlu bulundu. 11 yıl hapis cezasına çarptırıldı ve federal hapishaneye gönderildi. Ardından ünlü Alcatraz hapishanesine götürüldü. Hapishanede dış dünya ile olan ilişkisi tamamen kesildi. Capone tüm bunlar olurken Frengi hastalığına yakalanmıştı ve tedavi görüyordu. 16 Kasım 1939’da şartlı tahliyeyle salındı. O yokken Chicago Outfide’ın başına Frank Nitti geçmişti. İşler kötü gidiyordu ama Capone geri dönemedi.

Hapishane günleri, hastalanması ve ölümü

Hapishane günleri ve çetesi ile bağlantısının kopması onu bunalıma sürükledi. Frengi nedeniyle sağlık sorunları da şiddetlendi. Hapishanede yapılan testlerde algı seviyesinin 12 yaşındaki bir çocuğun algı seviyesine düştüğü ortaya çıktı. Akli dengesi ciddi oranda bozulması nedeniyle hapishaneden çıkarılmıştı. 21 Ocak 1947’de felç geçirdi. 25 Ocak 1947’de hayatı kaybetti ve cesedi İllionis’te yakıldı. Hillside’da, Mount Carmel Mezarlığı’na defnedildi.

Popüler kültürde Al Capone

Al Capone’nin hikayesi, popüler kültürde de birçok dizi ve filme konu oldu. Ünlü Baba serisinde Don Vito Corleone karakteri ve filmin hikayesi Al Capone’nin hayatından esinlenmiştir. Ayrıca Dokunulmazlar adı ile tutuklanma sürecini anlatan bir dizi de çekilmiştir. Dokunulmaz adı ile çekilen filmde Capone’yi Robert De Niro canlandırmıştır. Son olarak Tom Hardy’nin başrolünü oynadığı Capone filmi Mayıs 2020’de vizyona girecek.

Al Capone sözleri (Bisiklet anısı)

Capone çocuklukta yaşadığı hayatı ve düşüncelerini şu şekilde anlatmıştır:

‘Çocukken her akşam yatmadan önce ve aklıma geldiği her an Tanrı’ya bana bir bisiklet vermesi için dua ederdim. Bir gün Tanrı’nın çalışma tarzının bu olmadığını anladım. Ertesi gün gittim kendime yeni bir bisiklet çaldım ve her akşam yatmadan önce Tanrı’ya günahlarımı affetmesi için dua ettim. ‘

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

jetfilmgo