Galatasaray-Tuzlaspor maç yorumu: Bir Tuhaf Hikaye Serisi

04.12.2019
Galatasaray-Tuzlaspor maç yorumu: Bir Tuhaf Hikaye Serisi

Türkiye Kupası denilince büyük takımlar adına akla gelen ilk şey nedir ? Tabii ki rotasyon ve bu rotasyon içerisinde kadroda kendini gösterme gayesinde bulunan futbolculardır. Bu çoğu zaman değil her zaman inanılmaz bir fırsattır. Yalnız bahsettiğimiz bu oyuncu kalıbı sadece gençlerden oluşmamakta. Aynı zamanda normal şartlarda yedek başlayan oyuncular için de geçerli. Pekala, Tuzlaspor maçı için kimler kendini gösterebildi ? 1-2 isim haricinde kimse…

Avantajı Hediye Etmek…

Aslında yazılabilecek, söylenebilecek birçok şey var ancak gel gelelim bunlar aynı söz kalıplarından öteye geçemeyecek maalesef. Siz kendi evinizde yani Arena’da oynuyorsunuz, evinizde nasıl bir hakimiyet sağladığınızı geçmişe baktığınızda görüyorsunuz ama ne yazık ki bunu ne fırsata çeviriyorsunuz ne de bir adım atabiliyorsunuz. Mutlaka Tuzlaspor küçümsenecek bir rakip değil. Daha önceki yıllarda da defalarca izledik ve takım olarak ne denli mücadele ettiklerini, kolektif hareket ettiklerini ve direnç gösterebildiklerine defalarca şahit olduk. 2. Lig takımı deyip geçmemek lazım hakikaten ne yaptıklarını bilen bir takım hüviyetindeler. Bu bizim bilgimizde bulunsa dahi Galatasaray gibi bir takımın evinde oynadığı bir çok maçta üstün taraf olması bir yana golü bulması basit durumdu. Bu karşılaşmada gol için koordine olamamış bir ekip görünümündeydiler. Siz evinizde oynadığınız böylesine uygun bir maçta oyunu henüz başlarda koparamazsanız rakip kim olursa olsun cezanızı keser. Hem de öyle bir noktada keser ki isterseniz rakip 8 kişi kalsın yine bir sonuç elde edemezsiniz. Kalite farkını geçtim şayet plansızlık her daim ön plana çıkmakta ve öylece pas yapar durursunuz. Nitekim sonuca gitmek adına pas yapmak çok ama çok önemli bir unsur.

Tuzlaspor doğru oynadı

Maçın en başından en sonuna dek Tuzla takımının bir oyun planı olduğu kesin. Doğal olarak rakibi geride karşılamak, katı bir savunma yapmak ve kontra-atak ile pozisyon elde etmek, hatta golü de bulmak. Gerçekten doğru bir yapıya büründüler ve böylesine zor bir deplasmanda tam olarak yapılması gerekeni yaptılar. Maçı izlerken Galatasaraylı oyuncuların top kendilerindeyken bir yandan Tuzlasporlu oyuncuların alanı nasıl kapattıklarını izledim. Rakip oyuncuya doğru zamanda doğru baskı, olabildiğince şut imkanı sağlatmamak ve dolayısıyla pozisyon vermemek. En önemlisi de bu oyun disiplininden taviz vermemek. Tabii ilk yarıda Emre Taşdemir’in yakalamış olduğu gol pozisyonu oldu fakat vuruş başarılı olmadı. Her ne olursa olsun galibiyeti henüz gol gelmeden, maçın ortalarında haketmeye başlamışlardı zaten. Bir topluluğun nasıl ve neden birlikte hareket etmesi gerektiğinin dersini verdi otoritelere. Verdikleri bu dersi iki golle hatta 10 kişiyken attıkları ikinci golle süsleyerek muazzam bir iş başarmış oldular. Tebrikleri kesinlikle hakediyorlar.

Çıkmayan inatçı lekeler…

Bakın klişeler ileri götürmez, çoğu zaman geriye götürür. Zorlayan belirli başlı faktörler ve enerjinizi aşağıya doğru çeken her neyse ondan kurtulmanız geleceğiniz adına en doğrusu olur. Bu bağlamda oyuna hala kurtarıcı olarak Belhanda’nın girdiğini görmek insanı üzmüyor değil. Selçuk’un, hele ki bir pozisyonda saçma sapan bir şekilde yere düşmesiyle kondisyonun ve mental anlamda ne denli yetersiz olduğunu görmek insanı üzmüyor değil. Emre Mor’un bencilliğini ve yetersizliğini, forvetsizliği görmek üzmüyor değil. İşte tüm bunlar haftalardır mevut olan ve belki de bir süre daha devam edecek olan “Bir Tuhaf Hikaye Serisi”dir. Bu serinin içinde neyse ki yeni bir yüz gördük. Henüz 16 yaşında olan Emin Bayram ilk defa çıktı takımıyla maçına ve ilk 11’de başladı. Bu onun için müthiş bit gelişme ve stoper mevkiinde iyi bir çözüm olacak gibi görünüyor. Top tekniği iyi, vücudunu kullanabiliyor ve geriye oynamaktan ziyade topu ileri taşımayı düşünüyor. Parlak bir gelecekten söz edebiliriz ve kendisini geliştirmeye devam ettiği takdirde Avrupa yeni bir oyuncuyla daha tanışacak gibi.

Ek olarak Taylan Antalyalı da ilk defa 11’de başladı maça. İzlemeyi çok merak ediyorduk. Yapabilecekleri fazla, potansiyeli olan bir oyuncu ve gelişime epey açık. İyiye yakın oynadığını ve çabaladığını söylemek mümkün. Maç sayısını arttırdıkça performansı yukarı doğru çıkacaktır. Yunus beni şaşırttı ve oyun ciddiyetini kavrayamamış göründü ve bu da kopukluk yaşamasına, verimsiz olmasına sebep oldu. Onun adına üzüldüm, geliştirmesi gereken özellikleri var. Gönül isterdi ki bu santrfor yoksunluğunda Erencan’ı da sahada görelim ancak olmadı. Bilhassa gençlere fırsat niteliğini taşıyan bu organizasyonla birlikte daha fazla anlam bularak lige de iyice sıçraması kesinlikle en büyük temennilerimdendir. Aksi takdirde tuhaf hikayelerin önüne geçememiz söz konusu olamaz.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

jetfilmgo