Göztepe-Galatasaray maç yorumu: Geceler kararıyor!

22.12.2019
Göztepe-Galatasaray maç yorumu: Geceler kararıyor!

Belki en son bölümde söylemem gereken şeyleri ilk bölümde söylemiş gibi olacağım. Ligin devre arasına girmemize 2 hafta kala olabilecek minimum kayıplarla kalan maçları tamamlamaktı hesap öyle değil mi ? Fatih hoca bize, tüm kamuoyuna sürekli bunu dile getirerek -aynı zamanda acılar da çekilerek- sabredilmesini istemişti. Geçen hafta evinde Ankaragücü’ne fire vermiş takım için bu haftaki kritik maçın mühimmiyetini özellikle belirtmeye gerek yok zaten.

Selçuk’tan Gerard olmuyor bunu anlamak gerek

Maçın 11’ini gördüğümde şoka girmem hiç zor olmadı. O da ne öyle ? Bizim uykudan yeni kalkmış Selçuk Göztepe gibi kritik bir deplasmanda maça ilk 11’de başlıyor. Neden ? İnanın bun sorunun cevabını samimi ve net bir şekilde vermek pek mümkün değil. Hani bir ihtimal son maçta artışa geçen performansına dayalı olarak böyle bir maçta orta sahanın kontrolünü ele almak ve savunma arkasına daha iyi paslar atabilmek olarak nitelendirebiliriz. Ancak oyuncunun kalibreyle orantılı kendine gerçekten iyi bakamaması, bununla birlikte ilerleyen yaşı ve konsantrasyon eksikliği düzenli istikrarı engelleyen faktörler. Tuzlaspor maçını oyuncuların ne denli istediğine hep beraber şahit olduk fakat bu karşılaşma bir o kadar isteksizliğin bariz göstergesiydi. Selçuk hamlesi bu noktada inanılmaz gereksiz oldu. Taylan ile başlaması daha makul bir seçenek olacaktı açıkçası. Bakın tekrar söylüyorum ve kabul etmek gerekir ki Selçuk İnan bu takıma çok şey kattı. Önemli maçlar, şampiyonluklar dolayısıyla kupalar… Mamafih oyuncuyu gerçekten tebrik etmek, emeklerinden ötürü minnetleri sunmak kesinlikle önemli. Sadece bana kalırsa bu sezon sonunda son maçında plaket takdim edilerek teknik ekibe katılımı sağlanırsa daha hoş olacaktır. Bu bölümde katkı sunmak onun hakkı ama artık saha içerisinde olmuyor hocam, olmuyor Selçuk.

İsteksizler Kulübü

Oyundan kopuk olan sadece Selçuk muydu ? Tabii ki diğer oyuncuların da ne yaptıklarını anlamak hiçbir şekilde mümkün değil. Yani Falcao’ya yardımcı hatta O’ndan ziyade daha fazla pozisyona girebilme şansı olan Babel’in formsuzluğuna bu maç da çare olmuyor. İlk yarı bir şeyler yapmaya çalıştı, çabaladı. Esasen çok isteksiz olduğunu söylemek biraz hatalı gözlem olur. Ancak Babel eski temposunda değil. Hücuma çıkışlarda etkin rol oynaması gerekirken oyunu yavaşlatma konusunda üstüne yok diyebileceğimiz kıvama gelmiş durumda maalesef. Bununla birlikte ikinci yarıda Galatasaray’ın 2-1 mağlupken rakip ceza sahasına yüklendiği bir bölümde oyundan alınması bir tık daha hücum etkinliğini azaltmış oldu ve Göztepe biraz daha rahatladı. Belhanda’nın yine ilk yarıda kıpırdanıp ikinci yarıda sönmesi, Mariano’nun ceza sahasında kimseyi topla buluşturamaması, savunma bloğunun basit hataları diyerek sıralarsak zaten takımın genel olarak vasat bir oyun sergilediklerini çözmüş olacağız. Kaldı ki Göztepe’nin gerçekten çok iyi bir oyun çıkarmadığını hesap edersek akıllı paslarla rakip kaleye ilerleyip çok basit organizasyonlarla golleri bulmak hiç zor olmayacaktı, olmayan da bu oldu.

Göz Göz taraftarıyla kopardı

Ev sahibi ekibin en önemli kozu tabii ki muhteşem taraftarı oldu her zamanki gibi. Bu taraftarın önünde oynamak her şeyden öte hiç kolay olmuyor. Fenerbahçe, Beşiktaş, Trabzonspor ve diğer her takım için geçerli ve bu defa da Galatasaray için geçerli oldu. Ev sahibi takımın çok muhteşem bir oyun sergilediğini söylemek uygun değil. Özellikle Halil ve Serdar ile hızlı kanat akınları planlanarak savunma arkasına atılacak toplarla bir kontra atak golü bulmak maçın genelini oluşturacak bir düşünceydi. Yalnız bakın, belli bir düşünce ve mentaliteye sahip olmak nasıl güzel bir şey değil mi ? Bir amacınız var ve bu amaç için de bir yolunuz, fikriniz var. Dolayısıyla Galatasaray’ın savunma zaafından faydalanarak ilk golü, bahsettiğim sahip oldukları oyun planı dahilinde de ikinci golü buldular. Savunmayı çok mu iyi yaptılar ? Evet diyemeyeceğim. Galatasaray yeterli olmasa dahi pozisyonlara girdi ama değerlendiremedi. Göztepe’nin, üstün olmayan bir oyunla ve tabii ki taraftarının büyük desteğiyle kazandığı bir maç oldu. Takımı kazanma isteğinin Galatasaray’a göre kat kat yukarıda olduğundan ve taraftarı da maç boyu desteğinden ötürü tebrik etmek gerekir.

Ocak gelene dek Ocaklar yanacak yalnız

Galatasaray’ın hareketlendiğini ve çıkışa geçtiğini düşünmüştüm. Fatih Terim eski enerjisine kavuştu ve formunu yükseltiyor zannetmiştim. Ne yazık ki düşünmemle izlenimim hiç tutarlı olmadı. Yanılmışım. Hocanın oyuncuları kontrol edemeyişi, taktiksel ve oyun planı bazında yetersizlik aynı zamanda kadro tercihi maçın sorumlusunun hedefi haline gelmesini sağladı. Taraftarlardan devre arasına kadar sabır istedi, bu süre zarfında büyük zorluklar yaşayacaklarını söyledi evet ama en azından takımınızın arzusunu üst seviyeye çıkarmak durumundasınız. Mevcut kadronuzun çok da yetersiz olmadığını bilmeli ve olumlu anlamda maksimum katkıyı istemek mecburiyetindesiniz. Aksi takdirde bu defa 8’ler, 12’ler kapanmayacaktır.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

jetfilmgo