The Platform film incelemesi: Distopik bir Hapishane
The Platform filmi incelemesi, yorumu, eleştirisi, konusu, yönetmeni, oyuncuları, nerede yayınlanıyor, El hoyo ne demek? gibi aramalarınıza yorumguncel.com’dan ulaşabilirsiniz.
The Platform filmi, Netflix’in son zamanlarda yayınlanan metafor dozu yüksek en çarpıcı filmlerinden biri olmayı başardı. İspanyol yapımı filmlerde son zamanlarda gördüğümüz sistem eleştirisi bu filmde çok daha çarpıcı, çok daha şok edici boyutları ile seyircinin gözlerinin önüne seriliyor. Yönetmen Galder Gaztelu-Urrutia’nın ikk uzun metrafjlı filmi olan The Platform, sistem eleştirisi yaparken, aynı zamanda insanların sisteme karşı olan oportünist bakışına karşı da bir eleştiri sunuyor. Bu bakımdan son dönemlerin en çarpıcı içeriği desek yeridir sanırım.
The Platform filmi konusu
The Platform, ‘Delik’ (El Hoyo) adı verilen distopik bir hapishaneye bir anlaşma karşılığında giren bir adamı merkezine alıyor. Dikey olarak inşa edilmiş bir hapishanede her katta 2’şer mahkumun bulunduğu, mahkumların yemek servisi için kullanılan platform hikayenin ana merkezini oluşturuyor. Yukarıdan en seçkin şefler tarafından donatılmış olan Platform, her katta belli bir süre kaldıktan sonra alt katlara iniyor. Üst kattakilerin daha şanslı olduğu bu sistemde mahkumlar, üst katta olmanın avantajını hunharca kullanınca, platform alt katlara kadar indiğinde tam takır bir hal alıyor.
Yani Yukarıdakiler doyarken, alt kattakiler aç kalıyor. Alt katlardaki bu açlık, akıl almaz boyutlarda vahşete ve insanlık dışı gerçekliklerin ortaya çıkmasına neden oluyor. Ve bu yemek sistemi içerisinde yukarıdakilerin aymazlığı ile sistem yürüyüp gidiyor.
(El hoyo) Delik’te bir don kişot mücadelesi!
Goreng, diploma alma karşılığında Delik’e (El hoyo) girmiş bir adamdır. Ancak Goreng, hapishane şartlarından bihaber girdiği Delik’te karşılaştıkları ile sistemin yanlışları arasında bir buhran süreci yaşıyor. İlk başlarda insanlığını koruyan Goreng, insanların anlayışsız ve açgözlü davranışlarına karşı dirense de devam eden süreçte alışıyor ve onlardan biri olmaya başlıyor. Kat arkadaşı olan Yaşlı Trimagasi tarafından kısa sürede hapishanenin dengelerini öğrenen Goreng, akıl sınırlarını zorlayan süreçlerden geçtikten sonra sistemin sorunlu olduğunu hapishane yönetimine bir mesajla anlatmaya karar veriyor. Ancak bu mesajı göndermek o kadar kolay olmuyor.
Hapishaneye girerken, mahkumların yanına tek bir nesne alma hakkı verilen Delik’e giren Goreng’in Cervantes’in ünlü eseri Don Kişot’u alması da bu hikayenin önemli metaforlarından biri bizce. Zira belki de değişmeyecek bir sisteme karşı kimsenin girişmediği bir savaşa girişmektedir Goreng. Sonuçlarını düşünmeden girdiği bu mücadele Baharat adında bir mahkum ile koyulduğu yolda çok yaralar alacaktır. Ancak, yukarıdakilerin umarsızlığına sert bir darbe gibi inmeyi en azından deneyecektir. Tüm bu keşmekeşin içerisinde verilmek istenen mesajların çok güçlü olduğunu da ifade edelim.
The Platform ‘u izlemek isteyenler dikkat!
Filmi merak edenler için kanlı, vahşet sahnelerinin çok çarpıcı olduğu konusunda uyaralım. İnsanlığın belki de görmek istemediğimiz açgözlülüğünü ve aynı zamanda aciz çaresizliğini çok farklı bir anlatış biçimi ile izleyeceğinizi söyleyebiliriz.