Yüzyüzeyken Konuşuruz 2013 Şarkısı Hikayesi
Son dönemin en popüler gruplarından biri Yüzyüzeyken Konuşuruz grubu desek yalan olmaz. Kısa zamanda hızlıca yükselen ve farklı tarzıyla dikkat çeken grubun ismi de oldukça ilginç. Alternatif müzik grubu olarak karşımıza çıkan Yüzyüzeyken Konuşuruz, 2013 yılında yayınladıkları “Akustik Travma” albümünde öne çıkan, fark yaratan şarkıları ile yine açıkça bizi büyüledi. Fakat şarkıların içinden 2013 diğerlerinden daha başka ön plana çıktı. Tüm hikayesi olan şarkılar bir yana Yüzyüzeyken Konuşuruz 2013 şarkısı hikayesi bir yana. Çünkü böylesi bir hikayeye hepimiz tanık olduk aslında..
Yüzyüzeyken Konuşuruz 2013 Şarkı Sözleri
Yolum uzun önüne ışık tutan olmadı
Önümüzü seçebilelim
Sanki çocuk 15’inde vurulmadı
Unutup gülebilelim
Yarınım yok, hevesim yok
Çıkıp da bir yere gidesim yok
Amacım yok, uzağım çok
Zıplayıp da yere inesim yok
Filler unuttu analar unutmadı
Ama nasıl unutabilir?
Dövülerek ölmek nasıl bir ceza ki…
Yüzyüzeyken Konuşuruz 2013 Şarkısı Hikayesi
Şöyle bir şarkıyı yeniden anımsadıktan sonra gelelim şarkının hikayesine.. Malumunuz 2013 yılında Türkiye’de karmaşık olaylar yaşandı. Bu olayların siyasi açısı bir yana dursun, bizi en çok üzen aslında bu olaylar sırasında yaşamını kaybeden, bir diğer deyişle artık yaşamayanların acısı oldu. İşte Yüzyüzeyken Konuşuruz grubu da bu malum olaylarda yaşananlar sırasında, artık yaşamayanları anmak için bir şarkı yazdı ve bunu 2013 yılında yayınlanan “Akustik Travma” albümüne eklediler.
Yüzyüzeyken Konuşuruz 2013 şarkısı hikayesi sorulduğunda her ne kadar açık şekilde durumu dillendirmek istemese de 2013 şarkısı Gezi Olayları sırasında yaşananlar sırasında artık yaşamayan kişilere armağan edilmiş bir şarkıdır. Bu albüm için en tehlikeli şarkı nedir denildiğinde 2013 şarkısının gösterilmesi gerektiğini söyler Kaan Boşnak.
Boşnak, bir röportajında 2013 şarkısının hikayesine dair şunları ekliyor sözlerine:
“Gezi politik bir devrim değildi, olamadı, işin politik kısmı zaten kaybedildi. Politik olmayı reddeden, lider çıkartmamakta ısrar eden; dansı ve duvar yazısı ve duvar boyası ve şarkısı ve korosu ve yazısı ve anlatısı ve tiyatrosuyla aslında Gezi romantik bir devrimdi. O romantik devrimin çocukları oldu. Onların yaptığı Rönesans da işte geçen sene başladı. Daha ’27 senesine kadar ömrü vardır. Bu gördüğümüz Üçüncü Yeniler de bunun bir parçasıdır. Yüzyüzeyken Konuşuruz‘un 2013‘ü de bunun üzerine harika bir his egzersizi.”