Galatasaray son lig maçında nasıl bir performans göstermişti? (yorum)

Hatırlandığı üzere bilakis izleyenleriniz varsa Galatasaray rezalet bir Tuzlaspor maçı geride bırakmıştı. O kadar ki maç sonunda Fatih Terim’in bazı oyuncularını kastederek formayı istemediklerini özellikle vurgulamıştı. Haliyle taraftar da bu kez Alanyaspor maçı için “değişiklik olur mu, kırılma anı diye tabir edebileceğimiz bir maç olur mu?” düşünmeye başladı. Ancak tribünlere baktığımda bu sorulara olumlu olarak bakan ve cevaplayan az kişi olduğunu gördüm. Maalesef Cumartesi günü olmasına karşın böylesine bir görüntü şaşırttı.

Maçı Koparacak Erken Goldür

Bu konu hakkında sürekli konuşuyoruz. Maçı ne kadar isteyip arzuladığınız, daha çok oyunun başlarında belli olur. Keza ofsaytla sonuçlanan ilk gol ve ardından gelen penaltı olumlu sinyaller gibi göründü. Gole kadar her şey iyiydi hatta golden sonra kısa bir süre daha fena değildi. Ne zaman ki Alanya topla daha çok haşır neşir olmaya başladı Galatasaray o zaman düşmeye başladı. Eksiklikler yine gün yüzüne çıktı. Takım içindeki farkındalık olgusu ve yardımlaşma hala oturmamış durumda. Oyuncuların bu konudaki zaaflarını anlamak gerçekten çok zor. Öte yandan bir çok oyuncunun fizik olarak yetersiz kalması, yapılan basit top kayıpları, oyuncuların koşu mesafesindeki yetersizlikleri herhalde PSG maçı öncesi en çok istenmeyecek şeylerin başında gelir. Artık sezon ortasındayız ve bunların nedenleriyle birlikte çözümlerini de bulmak gerekir.

Muslera Aidiyet Duygusunun Tanımıdır

Özellikle ikinci yarı başladıktan sonra şunu düşündüm. Galatasaray yine geri çekiliyor ve skor olarak da önde. Pozisyon vermeden mücadeleyi tamamlayabilir mi ? İnanın bunu düşünmek bile kötü ama insanın aklına görüntü itibarıyla başka bir şey gelmiyor. Bunu düşünürken istatistikler giderek Alanyaspor lehine dönmeye başladı. Gerek dikine gerekse Efecan yer değiştirdikten sonra ağırlıklı sol kanattan yüklenen Alanya takımı gole fazlasıyla yaklaştı. Son 20-25 dakika gerçekten Galatasaray seyircisi için sıkıntılı geçti. Öyle ki 2-3 dakika içerisinde peş peşe kurtarışlar yapan akabinde karşı karşıya pozisyonların golle sonuçlanmasını engelleyen bir isim vardı. Kim diye sormak tuhaf biraz ama Muslera olduğunu kestirmek zor değil. Muslera gerçekten bu takıma fazlasıyla katkı sağlamıştır ve sağlıyor da… Gerçekten söylenecek bir şey bırakmıyor insanda ve takımını yine sırtlamaya devam ediyor. Tribünlerin maç sonu Muslera’ya tezahüratta bulunmaların ve oyuncunun da armasını öpmesi takımını hangi bazda sevdiğini gösterdi biraz da. Muslera ile birlikte bugün stoper tandeminde Marcao da iyiydi diyebiliriz çünkü onun da kritik hamleleri var. İlave olarak Lemina her ne kadar bazı noktalarda top kayıpları olsa da hırslı bir şekilde mücadelesini sürdürüyor. Dolayısıyla defansif anlamda başarılı olması en azından bu maç özelinde söz konusuyken ofansif anlamdaki başarısızlığı da su götürmez bir gerçek. Galatasaray oyunu maalesef tek yönlü oynuyor.

Ev Sahibi Görüntüsü Yok

Şu cümleler ne yazık ki hoş değil. Büyük bir takım kendini göstermesi gerektiği her maçta olduğu gibi bu maça da hayal kırıklığı yaratarak azıyla yetindirmeye meyillendiriyor. Yazık !! Bu sezon sürekli veryansın ettiğimiz şablon çizilmeye devam ediyor. Son senelerden süregelen alışkanlık yani galibiyet alışkanlığı bu sezon anlamını yitirmiş gibi. Önceden “Galatasaray kaç gol atar acaba?” diye düşünürken şu an “acaba gol atabilir mi, maçı kazanabilir mi?” gibi sorular düşünmeye sevk ediyor. Tribünler sizin en büyük avantajınızken rakibin en büyük handikapı konumunda. Bunu değerlendirmek sizin elinizde ancak izleyiciye sunulan görsel bir şovdan ziyade açıkçası ızdırap kıvamında. Mental olarak oyuncular öyle bir çöküş dönemindeler ki toparlanmaları çok zor. Devre arası geçirilecek kamp kendilerine yarayabilir diyeceğim ama yolcu olacak isimler de aşağı yukarı belli. Bir an evvel olabildiğince toparlanmaları ve takıma biraz olsun katkı sağlamaları gerekir. En azından aldıkları paranın hakkını vermeliler. Daha fazla rezalet inanın hiç çekilecek gibi değil.